Kobani şehri IŞİD için stratejik bir yer mi?

Kobani, IŞİD'in kontrol ettiği Rakka, Tel Abyad ve Carablus gibi yerleşim yerleri arasında coğrafi bir kopukluk yaratmaktadır.IŞİD ise bu bölgeler arasında bütünlük sağlamak için burayı almaya çalışmaktadır.

Kobani'nin Türkiye için önemi ise sadece bu şehrin bizim sınırımızda olmasıyla ilgilidir.

Kobani, zamanla ABD'nin elinde bir anda Türkiye'yi IŞİD'le mücadeleye katılmaya zorlayacağı bir koza dönüştü. Kandil ve HDP'nin Türkiye'de sokakları ateşe verdikleri gün ABD'li üst düzey askeri yetkililerin "Kobani'nin düşebileceğini” duyurması ve “Kobani'nin düşmesini ancak Türkiye'nin kara gücüyle engelleyebileceğini" açıklaması dikkat çekiciydi. Kısacası Kobani bir anda içeriden ve dışarıdan Türkiye üzerinde etkili bir baskı aracına döndü.

Bu olaylar neticesinde Kobani bir anda içeriden ve dışarıdan hükümet üzerinde baskı kurabilecek zayıf bir halkaya dönüştü. Öte yandan Kandil, HDP ve PYD Suriye'deki Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgeyi IŞİD'e kaybetmekle yüz yüze kalınca faturayı hükümete çıkardılar. Zaten en kolay yaptıkları yargı bu olsa gerek.

Herkesin hükümetin üzerine yürümek için sebep aradığı bir ortamda Kobani ise biçilmez kaftan oldu!Gezi ve 17 Aralık darbesinin arkasında olan içerideki güç merkezleri de bu kaosta Kandil ve HDP'nin arkasında saf tutarak hükümetle görülmemiş hesaplarını görmeye, çözüm sürecinde büyük bir kırılma yaratmak için Kandil ve HDP'nin sırtını sıvazlamaya başladılar.

ABD ise Mahmur ve Erbil'de olduğu gibi Kobani'yi kuşatan IŞİD'e müdahale etmek yerine hava operasyonlarından kaçınarak siyasi basıncı ‘kendi şartlarını’ öne süren Türk hükümeti üzerinde yoğunlaştırmaya başladı.

Akıllara gelen önemli soru ise; bu provokatörleri hangi güçlerin ya da kimlerin sokağa döktüğüdür?

Tabii ki HDP yöneticileri ve Kandil. 17 Aralık darbesinin arkasında olan Türk medyasındaki bazı gazeteci ve yazarlar da sosyal medya üzerinden sokağı ateşlemeye çalıştılar. Kısacası eski Türkiye'nin provokatörleri ile Kürt mahallesi birleşti.

Kürt hareketi, bu olaylar ile birlikte yapmak istediği şeyi en nihayetinde gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Çok acımasızca Linç, infaz, kundaklama, Türkiye'nin fazlasıyla hassas olduğu bayrak ve Atatürk büstlerine saldırmaya başladılar.Çünkü; Kürt hareketinin asıl amacı Türkiye'den destek almak değil, yeni bir şiddet dalgası oluşturarak çözüm sürecini sonlandırmak.

Hükümet her ne kadar elinden geleni yapmaya çalışsada bir takım gurup amacından vazgeçmiyor ve her tehlike anında Türkiye'yi savaşa sokmak için çırpınıyor.Maalesef bu bizlerin içinde iyi görünüp masumane tavırlar sergileyen kişilerdir.Ama bu kadarı yeter diyor ve kirli zihinleriniz ile ellerinizi Ülkemizin elinden çekin diyoruz.

Ayça TETİK