Hangi Yüzle ‘Dünya Kadınlar Günü’nü Kutladınız?

Abone Ol
8 Mart Dünya Kadınlar Günü veya Emekçi Kadınlar Günü bütün çağdaş ülkelerde ve elbette ülkemizde de uzun bir zamandır kutlanmakta.  Başka ülkelerde kutlanmasına bir sözümüz yok fakat biz hangi yüzle kutluyoruz anlamış değilim.

Şu tabloya bir bakalım;
Aile içi şiddet bizde,
Çocuk gelinler bizde,
Kız çocuklarını okula göndermemek bizde,
Töre, namus cinayetleri bizde,
İstismar ve tecavüz bizde,
Taciz ve tecavüz bizde vs. vb…
Her yıl 8 Mart’ta başta siyasiler olmak üzere hemen her kurum günün anlam ve önemini belirtir mesaj yayınlayarak kadınlarımızı “nasıl baş tacı ettiğimizden”, “onların ne ulvi kutsal varlıklar” olduklarından dem vurup “kahraman Türk Kadının cephede erkeğinin yanında çarpıştığından” tutunda onların bize “mukaddes emanet oldukları” ve dolayısıyla “Cennetin ayakları altında olduğu” hatırlatılıyor,analarımızın, kadınlarımızın sadece bir günlüğüne gönülleri okşanır,  akabinde verilen bir karanfille vazife tamamlanır öyle mi?..
Sadece bu kadar değil elbette, bazıları hızlarını alamayıp “orta çağ karanlığında nasıl kızların diri, diri gömüldüğünü” anlatarak sanki bugün gömülmüyorlarsa bunda bizim de dahlimiz var der gibi.  Kimileri bunu modernlik ve çağdaşlıkla süslerken kimileri de dini referansla “bakın İslamiyet’ten önce böyle idi…” diyerek sanki İslam olmayan ülkeler hala kız çocuklarını diri diri gömüyormuş gibi gözlerimize bakarak abuklaşırlar…
Hele de siyasilerimiz, dünya ülkelerinde(Demokratik, Uygar Ülkelerde) kadının bulunduğu konumu görmeyip Cumhuriyetle birlikte “Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı’nı biz diğer ülkelerden bilmem şu kadar yıl önce verdik…” falanca ülke bile bizden bilmem ne kadar zaman sonra bu inkılâpları gerçekleştirdi diyerek sorumluğunu unutup topu taca atar…
**
Ülkemizin Kadın Hakları konusundaki karnesine bakalım:
Eskişehir Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı Filiz Öztürk Keskin, 24 Kasım 2009’da Anadolu Ajansına verdiği demecinde:  “Yapılan araştırmalara göre dünya ölçeğinde her 3 kadından biri şiddet gördüğünü” ifade ederek, şöyle diyor; “bir soru önergesi üzerine Adalet Bakanı kadın cinayetlerinin 2002'den, 2009'a kadar yüzde 1400 oranında arttığını ve 2002'de 66 kadın öldürülürken, bu sayının 2009'un ilk 7 ayında 953'e ulaştığını açıkladı” Diyor…
Dikkat ediniz yukarıdaki rakamlar 2009 yılına ait, dört yıl önceki rakamlar. KADER, Kadın Adayları Destekleme Derneği’nden derlediğimiz devletin resmi verilerini hep beraber görelim dilerseniz.

Bakın nasıl feryat ediyor kadınlarımız;
“- 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde "TBMM’deki koltukların (hakkımız olan) yüzde 50’sini istedik, ancak yüzde 14,2’sini alabildik.
- Hükümetteki 26 Bakandan 1’i…
- 2 bin 924 Belediye Başkanının 26’sı…
- 34 bin 210 Muhtardan 65’i…
- 81 Valinin 1’i…
- 103 Rektörden 5’i…
- 185 Büyükelçiden 21’i kadın…
- 26 Müsteşar arasında hiç kadın yok!
- Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nda, Yargıtay’da, Sayıştay’da hiç kadın yok!
- DİSK, TÜRKİŞ, HAK-İŞ, KAMU-SEN, MEMUR-SEN, TOBB, MÜSİAD, TZOB, TESK
Yönetim Kurullarında hiç kadın yok!”

Bitmedi, devam edelim ülkemizin karnesine. Çok gerilere gitmeden son dört yıla bakalım:

PARLEMENTO
Yıl 1999, 550 vekilden 22’si kadın yüzde oranı 4,2
2002, 550 erkek vekilden 24’ü kadın, yüzdelik oran 4,4
2007, 550 erkek vekilin 50’si kadın, yüzdelik oranı 9,1
2011, 550 erkek vekil 79’u kadın, yüzdelik dilim 14,3

YEREL YÖNETİM
2950 Belediye Başkanından 2.924’ü erkek, 26’sı kadın, yüzdelik oran 0,8
31.790 Belediye Meclis Üyesinden30.450’si erkek, 1.340’ı kadın, yüzdelik dilim 4,2
3.379 İl Genel Meclisi Üyesinin 3.269’u erkek, 110’u kadın, yüzdelik oranı 3,2
34.275 Köy Muhtarından 34.210’u erkek, 65’i kadın, oran 0,2
138.177 Köy İhtiyar Heyetinden 137.848’i erkek, 329’u kadın, oran 0,2
18.607 Mahalle Muhtarının 18.178’i erkek, 429’u kadın, yüzdelik oranı 2,3
72.583 Mahalle İhtiyar Heyetinin 71.174’ü erkek,1.409’u kadın, oran 1,9

Yerel yönetim toplamda 301.761 kişinin 298.053’ü erkek, 3.708’i kadın, yüzdelik dilim 1,2’ye tekabül ediyor.

Cumhuriyet tarihimizde Sayın Tansu Çillerden başka kadın Başbakan yok. 1923-1924 Birinci Cumhuriyet Hükümetinden tutunda 1950-1951 Rahmetli Adnan Menderes hükümetine kadar kabinede hiç kadın bakanımız yok. Bırakın 1950’yi 60, 61, 62, 65, 69, 70 kadınlara seçme seçilme hakkı verdiğimizden olsa gerek kabinede kadın bakan yok. Ve nihayet 1971, 1. Nihat Erim Hükümetinde 29 erkek Bakan içinde bir kadın Bakanımız oluyor. Prof. Dr. Türkan Akyol, Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın Bakanı olarak tarihe geçiyor…

Daha sonra 1972, 2.Nihat Erim Hükümeti, 1973 M.Ferit Melen, 1973-1974 M.Naim Talu Hükümetinde kadın Bakan yok. Arada kurulan iki hükümette yok, 1974, 1. Bülent Ecevit hükümetinde de kadının adı yok.

1974-1975 Sadi Irmak (38. Hükümet) Hükümetinde yine 27 erkek Bakana karşı sadece bir kadın Bakanımız oluyor.1975’ten 1980’e kadar sırayla Demirel, Ecevit sonra yine Demirel, Ecevit hükümetleri kuruluyor ve kadın Bakanımız yok. 12 Eylül ihtilalı yaşanıyor ve paşalarımız “paşa, paşa”  hükümet kuruyor, B.Ulusu Hükümeti 1980-83, kadın paşamız olmadığından olsa gerek kadın bakanımız yok.

193-87, 1. Özal Hükümetinde de kabinede kadın Bakan yok. 1987-89 2. Turgut Özal hükümetinde 41 erkek Bakana karşı bir kadın bakanımız oluyor.
Neden bu kadar ayrıntıya girdiğime gelince ülkemizin “Demokrasi Karnesi”ni gözler önüne sermek ve kadın erkek eşitliğinde neredeyiz sorusuna cevap verebilmek içindi. Bundan sonrası çok mu parlak diyecek olursak cevabımızı aşağıdaki listeye bakıp görelim dilerseniz.

1989-91 Yıldırım Akbulut Hükümetinde 34 erkek, 1 kadın Bakan var,
1991 1.Mesut Yılmaz Hükümetinde 35 erkek, 1 kadın Bakan var,
1991-93 7. Demirel Hükümeti, 34 erkek 3 kadın Bakanımız oluyor
1993-95 1.Çiller Hükümeti 64 erkek bakana karşı (Bakan sayısına dikkat, Cumhuriyet tarihin en çok Bakanlığı bu dönemde kuruluyor)4 kadın bakan var,
1995 2. Tansu Çiller Hükümeti, 30 erkek, 2 kadın Bakan,
1995-96 3. Çiller Hükümeti, 35 erkek 2 kadın Bakan,
1996 2. M. Yılmaz Hükümeti 33 erkek, 3 kadın Bakan,
1996-97 Necmettin Erbakan Hükümeti, 40 erkek, 4 kadın Bakanımız var,
1997-99 3. Yılmaz Hükümeti, 42 erkek, 2 kadın Bakan,
1997-99 4. Ecevit Hükümeti, 26 erkek Bakana karşı kadın Bakan hiç yok, (Dikkat ederseniz Rahmetli, hak, adalet, eşitlikten dem vurur, sosyal demokratlığını öne çıkarırdı. Kurduğu hükümetlerin hiç birinde “kadının adı yok”…)
1999 5. Ecevit Hükümeti, 62 erkek, 3 kadın Bakan var, (Çiller ve Ecevit (koalisyon)hükümetlerinde koalisyonların getirdiği zorlama mantıkla Bakan sayıları iki katına çıkarılarak koalisyonun istikrarı yakalanmaya çalışılıyor…)
28 Şubat “Post Modern” darbesinin ardından Ak Partili günlere giriyoruz.  Ne hazindir ki “sessiz çoğunluğun sesi” olduğunu, “kimsesizlerin kimsesi” olduğunu her fırsatta dile getiren, “toplumun her kesimini kucakladığını” iddia eden Gül ve Erdoğan hükümetlerinde de maalesef kadınların parlamentoda yeri ve önemi yok.
2002-2003 Abdullah Gül Hükümetinde 25 erkek Bakana karşı 1 kadın Bakanımız var,
2003-2007 1. Erdoğan Hükümeti, 31 erkek, 2 kadın Bakan,
2007-2011 2. Erdoğan Hükümeti, 39 erkek, 2 kadın Bakanımız var,
2011 3. R. T. Erdoğan Hükümeti 26 erkek Bakana karşı sadece 1 kadın Bakanla demokrasi sınavı veriyor.
Kaynak: TBMM, Bakanlar Kurulu Listeleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetlerinde Kadın Bakanlar, Hazırlayan: Feride Eroğlu, Ekim 2011
 
TBMM’de eşit sayıda temsilden yoksun olan kadınlarımız Bakanlıklarda olduğu gibi TBMM Komisyonlarında da ne yazık ki temsil edilemiyor.

Devlet Personel Başkanlığı, Şubat 2012 verilerine göre 26 Kurum Müsteşarlığının bir tanesinde bile kadın yok.

Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, kamu iktisadi teşebbüsleri ile sosyal güvenlik kurumlarında çalışan kadrolu personel itibariyle;

Bağlı Kurum Başkanları, B.Kurum Başkan Yardımcıları, Genel Müdür, Müdür Yardımcısı, Kurul Başkanları, Kurul Üyeleri, Kurum Bünyesindeki Başkanlar ve Daire Başkanlarının 2108’i erkek ve sadece 302 tanesi kadın.

TUİK VERİLERİNE GÖRE KADINLARIMIZ
- Türkiye’de çalışan kadın sayısı: 6.7 milyon.
- Kadın işsizlik oranı: %13
- Türkiye’de kadın istihdam oranı: %24
- Türkiye’de kadınlarda kayıt dışı çalışma oranı: %58. Yani çalışan kadınların yarısının sosyal güvencesi yok.
Kaynak: TÜİK Çalışma Hayatı Verileri

İSTİHDAM
- İstihdama katılan kadınların yüzde 41,7’si tarım sektöründe, yüzde 14,6’sı sanayi sektöründe, yüzde 43,7’si ise hizmetler sektöründe çalışmaktadır.
- İşteki durumları açısından bakıldığında 100 kadından sadece 12,8‟i kendi hesabına ve işveren konumunda çalışmakta, 51,1’i herhangi bir ücret ya da yevmiye karşılığında çalışmakta ve 34,8’i ücretsiz aile işçisi olarak çalışma yaşamında yer almaktadır.
Kaynak: KSGM Kadının Statüsü Raporu, 2011
 
- Üst düzey yöneticilerin (genel müdür düzeyi) %23’ü kadın, %77’si erkektir.
- Orta düzey yöneticilerin (müdür düzeyi) % 22’si kadın % 78’i erkektir.
- Alt düzey yöneticilerin (şef düzeyi) %21’i kadın, %79’u erkektir.
- Üst düzey yönetici kadın oranı özelde % 22,8 iken, devlette % 6,8’dir.
Kaynak: TİSK, Kadın Yöneticiler Anketi, 2009 Eylül
 
- Genel, Özel bütçeli kurumlar ve sosyal güvenlik kurumlarında çalışan memur kadrolarının cinsiyet dağılımı ise şöyledir: 1.165.291 erkek, 653.397 kadın çalışan vardır. Kadınların oranı %36'dır.
Kaynak: Devlet Personel Başkanlığı, Temmuz 2011
 
- Üst düzey yöneticilerin (genel müdür düzeyi) %23’ü kadın, %77’si erkektir.
- Orta düzey yöneticilerin (müdür düzeyi) % 22’si kadın % 78’i erkektir.
- Alt düzey yöneticilerin (şef düzeyi) %21’i kadın, %79’u erkektir.
- Üst düzey yönetici kadın oranı özelde % 22,8 iken, devlette % 6,8’dir.
Kaynak: TİSK, Kadın Yöneticiler Anketi, 2009 Eylül
 
FIRSAT VERİLİNCE KADINLARIMIZ NELER YAPIYOR BAKINIZ
- Kadın işgücünün en çok istihdam edildiği sektör hizmetler sektörü olup bu sektördeki iş alanlarından bazıları özellikle "kadınlar için uygun alanlar" olarak toplumsal kabul görmüşlerdir.
- CEO pozisyonundaki kadın oranında dünya ortalaması yüzde 5’in altında iken, Türkiye’de aynı oran yüzde 12’dir. Türkiye yüzde 12’lik oranıyla dünyada ilk beş ülke arasındadır. Dünya çapında kadın CEO
Oranlarında 1’inci sırada ise yüzde 13’lük oranıyla Finlandiya bulunmaktadır.
Makalenin tamamını okuyun
Kaynak: http://ekonomi.bugun.com.tr/kadin-ceo-lar-dunyaya-meydan-okuyor-157081-makalesi.aspx
 
Kadınlarımızın durumu bunlar, Mahkemelerde yoklar, Barolarda yoklar, Danıştay’da, Sayıştay’da, HSYK’da,  Sendika ve Konfederasyonlarda da esamesi okunmuyor.

KADINLARIN KÂBUSU ŞİDDET
* 2012'nin ilk ayında erkekler 12 kadın öldürdü; 26 kadın ve iki çocuğu yaraladı; 10 kadına tecavüz etti, beş kadına zorla seks işçiliği yaptırdı; 35 kadını taciz etti. 29 ilde 92 kadına yönelik şiddet, cinayet, cinayete teşebbüs, taciz, tecavüz, yaralama ve çocuk istismarı vakası yaşandı.
Ayrıntılı okumak için tıklayın
(http://bianet.org/bianet/insan-haklari/135992-erkek-siddeti-ocak-2012-tam-metin)
* 2011'de erkekler 257 kadın, 14 çocuk ve iki bebek öldürdü; en az 102 kadın ve 59 kız çocuğuna tecavüz etti; 167 kadını taciz etti; 220 kadını yaraladı. 2011'de koruma talep ettiği, savcılığa veya polise şikâyette bulunduğu ya da sığınmaevlerine yerleştirildiği halde 11 kadın öldürüldü, üç kadın ağır yaralandı. Kimi zaman şikâyet ettikleri erkekle nikahı olmadığı için kadının koruma talebi reddedildi, kimi zaman yeterli önlem alınmadığı için kadınlar öldürüldü.
Tamamını okuyun
(http://bianet.org/kadin/insan-haklari/135404-erkekler-257-kadin-oldurdu)
 
* Türkiye'de kadın cinayetlerinin sayısı yedi yılda %1400 arttı. Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de kadınlara yönelik cinayet oranı son istatistiklere göre 2002 ile 2009 yılları arasında %1400 artış gösterdi. 2002 yılında öldürülen kadın sayısı 66 iken bu rakam 2009'ın ilk yedi ayında 953'e çıktı. Resmi kayıtlara göre, 2003'te 83, 2004'te 128, 2005'te 317, 2006'da 663, 2007'de 1011, 2008'de ise 806 kadın cinayete kurban gitti.
Tamamını okumak için tıklayın
(http://bianet.org/bianet/kadin/132742-kadin-cinayetleri-14-kat-artti)
 
Değerli okurlar vaziyet kısaca bu. Amacımız Bağcıyı dövmek değil elbette. İstedim ki bir ayna tutalım, aynada gördüklerimiz bizim hali pür mealimiz. Bakınca içimizin acımasını istemiyorsak kadınlara lütufta bulunur gibi bir hak verdiğimizi zannından uzaklaşıp bunun bir insan hakkı olduğu bilincini kafamıza kazımamız lazım.
Kadın sığınma evlerine başvuranların sayısı, cinayet ve şiddetin boyutunu, taciz ve tecavüz sayılarını ve istatistiklerinin tamamını buraya almak isterdim lakin bu mümkün değil.
Lütfen KAMER VAKFININ SAHA ÇALIŞMALARINDAN OLUŞAN BAŞTA “2011 YILINDA KAMERLERE YAPILAN AİLE İÇİ ŞİDDET BAŞVURULARA AİT İSTATİSTİKLERİ” OLMAK ÜZERE DİĞER  İSTATİSTİKLERE GÖZ ATIN
VAKFIN ADRESİ VE LİNKİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN 
http://www.kamer.org.tr/7.php
...
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
Şiir: Nazım Hikmet u şiir tüm kadınlarımıza armağan olsun, her şeye rağmen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun. Sevgi ve muhabbetle…