Çolhasa İlindeki Mimli Talih Müdürlüğünde, Müdürün emekli olacağı duyulduğunda dairede en alt kademesinden en üst kademesine kadar telaş yaşanıyordu. Bakanlık görevlen- dirmeleri uzun süre makamda tutuyor, ya da onu asil olarak tayin ettiğinden bütün personel aynı soruyu soruyorlardı. Müdür Kim olacak ? 
 
Şikâyete konu bir vatandaşın oğluyla geldiği Mimli Talih Müdürlüğünde sorununu çözmek için uğradığı şube müdülerinin odasında,  unuttukları çocuk dergisi, mizaha dönüşen ve zamanla derginin kapağındaki iki karakterin Şube Müdürlerine ikinci ad olarak Artur ve Batur isimlerinin verilmesiyle adları zamanla unutulur oldu.

Dairedeki 7 Adet Şube Müdürden sadece İl Müdürlüğünü kabul etmeyen Artura teklif götürüldü, kesinlikle olmaz cevabına karşılık, israr devam edince, arkadaşlarını kırmayıp kabul etti, ikna sebebinin başında, Kurum müdürü izine ayrılırken veya görevlendirme ile il dışına çıktıgında Vali her zaman görevlendirmeyi Arturdan taraf kullanıyordu. Diğer müdürlerin Vali tarafından kabul görmeyeceği  ve müdürlüğümüzün halk nezdinde küçük düşeceği söylemi Arturun evet demesine neden olmuştu. Belli etmeseler bile bütün Şube Müdürler zaman zaman Valinin aynı kişiyi görevlendirmesi dairede dedikodulara sebep oluyordu.
 
Müdürlükte oda sayısı kısıtlı oluduğundan Müdür Yardımcıları ikişer ikişer odaları paylaşılıyordu.

Batur  ile Artur farklı karakterli insanlardı Batur sinirli olmasına karşın Artur sakin mizaçlıydı, makam kaygısı yoktu, nasipse olur der  görev verilirse kabul ederdi, kadere karşı gelmez bu nasıl olur diye araştırma yapmazdı,  Allah korkusundan her şeyin muntazam olmasını ister kul hakkından çok korktuğu için zaman zaman personel tarafından çok istismar edilirdi. Batur ise konuştuğunda sert, makam tutkusu olan, şaka yolluda olsa müdür olamadık diye  her yerde fikirlerini beyan ederdi.  Arturun“mevki sahibi olmayı istemenin, nefsini eğlendirmektir. Nefsi maldan olduğu gibi, mevkidende lezzet almaktadır”. Lakin cevabı hazırdı Baturun sen niye oluyorsun derdi.  Ben olmuyorum Vali beni tayin ediyor. Batur gizliden İl müdürü nasıl olabilirim hesapları yaparken,  Artura belli etmiyordu, bir iki olayda Arturun şüphelendiği olduysada,  bu makamın kendi elinde olmadığını biliyordu.
           
 Artur bir tarafta müdürlüğe vekalet ederkenbir taraftanda hasta olan annesine bakmakla meşguldu, bu yoğunluğun içerisinde Annesini de kaybedince, bu dünyanın boş olduğunu makamların gecici olduğunu iyice anlamıştı. Bu dünyada dosların çok oldumu acılar paylaşılınca azalırmış diye düşündü, dostlarını yanında görmeyi çok arzu etmişti, fakat her şey onun beklediği gibi olmamıştı,  parmakla sayılacak kadar dost gelmişti Annesinin cenazesine, hem de koskoca Mimli Talih Müdürü vekili iken, uzun boylu düşündü belkide işleri çıkmıştır kim bilir.
 
İl Müdürü olmayı kafasına koyan, ne olursa olsun bir gün mutlaka müdür olmalıyım diyen Batur sözde arkadaşını kırmamak için farklı argümanlara yöneliyor ilin talihlilik başarısında, başarısız olduğunu, bunu ancak dirayetli bir müdürün olmasıyla düzeleceğini iddia ediyordu, sinirli halini müdürlüğün iyi yönetilmediği ülküsü üzerine kuruyor sağa sola mesaj veriyordu,  ancak ne personel ne de diğer şube müdürleri tarafından alğılanmadığı için kendi kendini yiyordu. O kadar çok meşgulduki, diğer Arkadaşları gibi oda arkadaşınınannesinin cenazesine gitmemiş daha sonrada telefonla taziyelerini bildirmişti.
 
Artur makam odasında bir haftalık değerlendirme toplantısını müdür arkadaşlarıyla yaparken toplantıya geç kalan, en fazla güvendiği Şube Müdürlerinden biri bağırarak odaya girdi ve size hakkımı helal etmiyorum dedi Artur çok korkmuştu, kul hakkıyla öbür tarafa gitmek çok rahatsız edici bir durumdu, az derdi  varmış gibi bir de kul hakkı çıkmıştı. Batur önceden beri husumet beslediği Şube müdürü tamda istediği gibi davranıyordu, fırsat ayağına kadar gelmişti Arturdan müdür olamamanın intikamını almak için kaçırılmayacak fırsattı ve tam ayagına kadar gelmişti.   Sinirli bir şekilde yerinden fırladı ve bağıran şube müdürüne vurmak için yaklaştı araya odada bulunan diğer şube müdürleri girerek olayı yatıştırdılar. Kaba kuvvet cahiliye devrine aitti kendini geliştiremeyenlerin kullandığı daha çok alt tabakada görülen bir şeydi, Artur buna bir anlam veremedi, çok üzüldü mesainin bitmesini beklemeden, baş ağrısına ve kalbinin hissettiği acıya  daha fazla dayanamadı evin yolunu tuttu.
 
O gece sabaha kadar uyumadı sürekli nerede yanlış yaptığını sorguladı ağrıları dayanılmız gibiydi o sabah işe geldi fakat bir ceset gibiydi etrafa duygusuz gözlerle baktı ne yapmalıydı eline kâğıt kalem aldı ve müdürlüğe vekâletten istifa dilekçesini yazdı.  Dilekçeyi elinde tutarken, bu makamın kendisine göre olmadığına kendisinin bu makama arkadaşlarının dolduruşuyla geldiğini, kapasitesinin bu makamı aştığını uzunca düşündü ve Valiliğe doğru hareket etti Valiye istifasını sundu ve vekilliğe Baturu önerdi. Soruşturmalık olan bir olay müdürün istifasıyla kapanmış ve Arturun hoş görüsü sayesinde herkes istediğine kavuşmuştu,
 
Batur, Müdür Vekillik makamının verdiği sarhoşluktan, yerinde duramıyor,   tebrikleri kabul ediyor bir taraftan da bütün dostlarına haber veriyordu, en çokta bu olaylardan personel etkilenmişti, o gün müdür odasında yaşananlardan çok az kişinin haberi olmuştu,  değerlendirmeler Arturun yanlış yaptığı kanaati üzerinde yoğunlaşıyordu,  Belki o gün Baturun yanlış yaptığını, arkadaşları defalarca kendisine söylediğinde Batur boynunu büktü sessizce dinledi öte yandan olaylara sebep olan Şube müdürüne daha çok öfke  vardı.   
 
Batur Müdürlük makamına oturduktan sonra, hareketleri değişmiş belkide pişmanlığın vermiş olduğu duygularla farklı özleliklere bürünmüştü, Personel ve Şube Müdürleri Baturun  böyle bir özelliği olduğunu şaşkınlıkla izliyor,  hatta çokça yanlış söylem hatalarını göz ardı ediyorlardı. Bütün Mesele Artur imiş Yorgan gitti kavga bitti.
 
 Arkadaşları Artura neden Baturu müdürlüğe önerdiğini anlamak ve dertleşmek için eve geldiklerinde karşılarında korkunç manzarayla karşılaştılar, yüzü solmuş ayakları titreyen mezardan yeni çıkmış birini bulacaklarını tahmin etmiyorlardı, gelirken neler konuşulacağını önceden mutabık kalmışlardı.  Evin Misafir odasında derin bir sezsizlik oldu, geçmiş olsun dilekleri ard arda gelmeye başladı  hatta olayı okadar abartılarki Müdürlüge tekrar döneceğini bunu Batur’un istediğini söylemekten çekinmediler. Gerçekler onların bildiği gibi değildi, Artur gülümsedi,  siz her şeyin en iyisine layıksınız, nasıl yönetilmek isterseniz öyle yönetilirsiniz, benim gibi yönetim faktöründen anlamayan birini tekrar müdürlüğe layık görüyorsunuz, tevazunuz için teşekkür ederim, desturuyla cevap verdi, Böyle Ağır bir görevi kabul etmek zordur haftalık günlük kolay ama uzun süreli zordur. 
 
Artur kendi içinde müdürlükle olan bağlarını iyice koparmıştı, Yaşama arzusu çalışma hırsı, bir çırpıda ilahi bir emirle elinden alınmış gibiydi, artık bu kurumda yerinin olmadığını çok iyi biliyordu, kendisini bu kurumda unutturmanın bir yolunu arıyordu,  daha az personelle iletişim kuruyor sık sık hastalığından dolayı rapor alıyordu. Mevki sahibi olmak arzusunu gideren en kuvvetli ilaç, insanlardan uzlet etmektir. Din ve dünya için zaruri vazifelerden başka, insanlar arasına karışmamalıdır hadisini düşündü.

Kararını verdi Emekli olmasına daha 2 yılı vardı, başka bir şehire tayin istemeliydi, zaten bu şehre de başka bir şehirden gelmişti, onun için ne fark edecekti,  Ya memleketine gidecek ya da başka gurbet elleri deniyecekti ama ailesini bir türlü ikna edemiyordu, kafasına koymuştu iki seçenekten biri mutlaka olacaktı,  tabutla da olsa bu şehirden gidecekti. 
               
Tüm bu olaylar cerayan ederken Batur Bakanlıktan gelecek asil atamayla yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor, müdürlüğe ayrı bir hava getirdiği için personel tarafından seviliyordu,  Bakanlık belki atamasını yapacak belkide başka birini atayacaktı. Zamanın ne getireceğini kimse bilemezdi. Bir gerçek vardı oda  İmam Gazalinin söylediği gibi “Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için dünyadakiler birbirlerini yiyorlar.” 
 
NOT : Bu hikayede geçen olaylar, kurum ve isimler hayal mahsulüdür.