Bir Kelebek Kanadı Bile Yeter!

Abone Ol
Allah’ın varlık delillerini her yerde görmek mümkündür. O’nun büyüklüğünü, yüceliğini, gücünü ve kudretini kavrayabilmek için, gökyüzündeki tonlarca ağırlıktaki bir yağmur bulutu, bir kelebeğin kanadındaki muhteşem simetri bile yeterlidir. Tüm varlıkları yaratan ve her an kontrolünde tutan Allah’ın, eşsiz ve benzersiz sanatıyla yarattığı mucizevî tasarımlarını sergilemediği tek bir santimetrekare yoktur. Bu eserlerin sadece biri bile,  insanın -Allah’ın dilemesiyle-  iman etmesine sebep olabilir.
                          
Kuvvet ve kudret sahiplerinin üzerinde olan Allah, kâinatta şahit olduğumuz bütün olayları sebeplere bağlı yaratır. Bilim de bu kuralları açıklayabilmek için, bu sebepleri inceler. Bilim adamları doğadaki bütün olayların, doğa kanunlarının sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde gerçekleştiğini düşünür. Hatta doğal bir olayın bilimsel olabilmesi için bu ilişkinin şart olduğunu iddia ederler. Anca bunu iddia edenler oldukça büyük çelişki yaşarlar. Elbette bazı şeyler -bilimsel olgular da dahil -aslında bir sebebe dayanır ama her şey, bir sebep olmadan da var olabilir. Bu gerçeği bazı bilim adamları da itiraf ederler.
 
Bilimin sebep-sonuç ilişkisi içinde açıklamaya çalıştığı her olay, kimi insanlarda ülfet oluşturur. Oluşan ülfet perdesi de, küçük bir örnek olan tohuma bile basit bir açıklama getirmeye sebep olur. Oysa Allah’ın yarattığı her şey mucizevi özelliklere sahiptir. Her birinde bilimin doğal sebepler olarak açıkladığı, ama gerçekte Allah’ın eşsiz yaratma sanatına delil oluşturan muhteşem detaylar vardır. Küçücük bir tohum, ait olduğu bitkinin bütün özelliklerini taşıyan bilgi içerir. Minicik bir tahta parçası(!), hangi bitkiye aitse, o bitkiyi oluşturur; o tohumdan bazen toprağın altında büyüyen bir sebze, bazen de yüzlerce metre yüksekliğinde bir ağaç yetişir. Ancak çoğu insan bu konuya, “işte bu tohum toprağa ekiliyor, zamanla su ve güneş ışığının etkisiyle büyüyüp, ait olduğu bitkinin oluşumuna neden oluyor” şeklinde basit bir açıklama getirir.
 
 
Bilimi sebep-sonuç ilişkisi üzerine kurmaya çalışanlar, gerçekte büyük sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu sıkıntının sebebi kâinatın başlangıcı olan olaydır: Büyük Patlama, yani Big Bang. Bilimin ulaştığı bu kesin sonuç, tüm evrenin, bir sıfır anında, büyük bir patlamayla var olduğudur. Canlılık ve fiziksel varlıklar bilim adamlarınca sebep-sonuç ilişkisi ile “maddenin zaman içinde birbiriyle etkileşimi” olarak açıklanmaktadır. Ancak maddenin, enerjinin, hatta zamanın dahi bulunmadığı o başlangıç anını maddi bir sebeple açıklamak imkânsızdır. Büyük Patlama, tüm kâinatın tek bir noktanın patlamasıyla yokluktan meydana geldiğini kanıtlar:  


"O gökleri ve yeri yoktan var edendir..."       (Enam Suresi, 101)
 
Evet iman etmek için bir kelebek kanadı bile yeter. Allah kelebeği muhteşem bir sanatla boyar ve süsler. Bu yönüyle tek bir kanat, Rabbimizin Mülevvin (boyayan) ve Müzeyyin (süsleyen) isimlerini bize okutur..
 
Allah kelebeğe bir suret verir. Kelebek kanatlarında renk veren pigment yerine fotonik yapılar bulunur. Bu yapı, kelebeklerin kanatlarına sadece parlak ve göz alıcı görünüm kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda küçük açı değişimlerinde farklılaşan yanardöner renkler meydana getirir. Bu ışık oyunu gerçek bir görsel şölendir. Bu yönüyle tek bir kelebek kanadı, yüce Allah’ın Sani (Sanatçı) ve Musavvir (suret veren) isimlerini bize tanıtır.
 
Bütün yaratılmışları düzenle ve dengeyle idare eden Allah Kur’an’da, bizi yarattıklarıyla ilgili düşünmeye yönlendirir. Yaratılmış her şeye Kur’an gözüyle bakıldığı zaman ise insan, sebeplerin sadece zahiri olduğunu anlayabilir ve ülfet perdesini aralayabilir. Kur’an bizim bu perdeleri teker teker kaldırmamızı sağlamakta, Allah'ın ayetlerini görmemize yol açmaktadır. İşte o zaman zahiri sebeplerden batıni sebeplere geçmemiz mümkün olabilir.
 
 
https://twitter.com/Fuat_Turker